Türkiye’de Dijital Hizmet Vergisi

PrintMailRate-it

​Erdem Şamlı -Elçin Bolat

Gİrİş 

Teknolojide alanında günümüzde olan gelişmeler ve yenilikler ülkeler arasındaki sınırları ortadan kaldırmaktadır ve şirketlere yerleşik olmadıkları birçok farklı ülkede internet üzerinden ticari faaliyetlerde bulunabilme imkânı vermektedir. Bu gelişmeler ışığında dijital ortamda yeni bir sektörün doğduğu açıkça görülebilmektedir.

 

Son birkaç yıldır OECD üyesi ülkeler bu alanın vergilendirilmesi konusunda, hizmet sağlayıcıları ve hizmet kullanıcıları açısından herhangi bir gelir kaybına yol açmayacak ortak bir karara varmaya çalışmaktadır. Ancak, genel kabul görmüş bir vergilendirme sistemine henüz ulaşılamamıştır. Bununla beraber, Fransa, İspanya, İtalya, Avusturya, Malezya, Singapur ve İsrail gibi bazı ülkeler kendi vergi kayıplarını önlemek amacıyla ortak bir çözüm bulunmasını beklemeden yerel mevzuatlarında yeni vergi düzenlemeleri yapmaktadır.

 

Aynı şekilde Türkiye'deki mali idare de dijital ortamda sunulan hizmetlerden vergi tahsil etmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle, 07 Aralık 2019 tarih ve 30971 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7194 sayılı "Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" yürürlüğe girmiş; dijital hizmet sağlayıcıları tarafından dijital ortamda sunulan belli hizmetlerden elde edilen hasılatı vergilemek amacıyla "Dijital Hizmet Vergisi" adıyla yeni bir vergi ihdas edilmiştir. İlgili verginin uygulama tebliği 20.03.2020 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayınlanmıştır.

 

Vergİnİn Konusu 

Dijital Hizmet Vergisi, Türkiye'de gerçekleştirilen, aşağıdaki dijital hizmetlerden elde edilecek gelirlere uygulanacaktır: 

  • Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri 
  • Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler 
  • Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime girebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri, 
  • Ayrıca yukarıda sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da dijital hizmet vergisine tabidir.

 

Yukarıda belirtilen hizmetler Türkiye'de sunulmuş ise ilgili hizmetten elde edilen hasılat Dijital Hizmet Vergisi'ne tâbidir. Hizmetin Türkiye'de sunulması: 

  • Hizmetin Türkiye'de sunulmasını, 
  • Hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını, 
  • Hizmetin Türkiye'de bulunan kişilere yönelik gerçekleştirilmesini, 
  • Hizmetin Türkiye'de değerlendirilmesini ifade etmektedir.

 

Buna göre, yukarıdaki koşullardan herhangi birinin yerine getirilmesi halinde, hizmetin Türkiye'de sunulduğu kabul edilecektir.

 

Aşağıdaki birkaç örnek ile duruma netlik kazandırılabilir:

 

1-    Dijital ortamda çevrimiçi oyun hizmetleri sunan bir İspanyol şirketinin, Türkiye'deki yerleşik kişilere sunduğu hizmetten elde ettiği satışlar dijital hizmet vergisine tabidir.

 

2-    (B) işletmesi sanal mağazasında, yine kendi sanal mağazasında mal satışına aracılık hizmeti sunan (A) işletmesinin satışlarına aracılık etmektedir. Bu durumda (A) işletmesinin dijital ortamda sunduğu aracılık hizmeti dolayısıyla elde ettiği hasılat, dijital hizmet vergisine tabidir.

 

3-    Yayıncı kuruluş tarafından, karasal, uydu ya da kablo ortamları üzerinden yapılan yayınların eş zamanlı olarak dijital ortamda yayınlanması halinde, yayın akışının içeriğine dâhil olmayan reklam hizmetleri dolayısıyla elde edilen hasılat da verginin konusuna girer. 

 

Vergİ Mükellefİ ve Vergİ Sorumlusu 

Dijital hizmet vergisinin mükellefi, dijital hizmet sağlayıcılarıdır. Bu noktada idare hizmet sağlayıcının mükellefiyet statüsüne bakmaz. Yani hizmet sağlayıcı ister gerçek kişi olsun, ister tüzel kişi olsun veya isterse yurtdışında mukim bir kişi olsun, Dijital Vergi Mükellefi olarak kabul edilecektir.

 

Mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, iş yerinin, kanuni ve iş merkezlerinin bulunmaması hâlleri (yani yurtdışında mukim olması durumunda) ile gerekli görülen diğer hâllerde Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanlar ile işleme ve ödemeye aracılık edenleri verginin ödenmesinden sorumlu tutmaya yetkilidir.

 

Muafİyet ve İstİsnalar 

İlgili hesap döneminden önceki hesap döneminde Kanun'da belirtilen hizmetlere ilişkin; 

  • Türkiye'de elde edilen hasılat tutarı 20 milyon TL'den az olanlar 

veya 

  • Dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon Avrodan (veya muadili yabancı para karşılığı TL'den az olanlar) 

dijital hizmet vergisinden muaf tutulmuştur.

 

Tersine bir mantık yürütülürse ancak her iki şartında birlikte yerine getirilmesi durumunda, başka bir ifade ile dünya genelindeki hasılatı 750 milyon Avro'yu ve Türkiye'de elde ettiği hasılatı 20 milyon TL'yi aşan mükellefler 1 Mart 2020 itibariyle Dijital Hizmet Vergisi ödemekle yükümlüdür.

 

Burada ufak bir not düşülmesi gerekirse toplam hasılatın belirlenmesi sırasında Türkiye'de elde edilen hasılatın, dünya genelinde elde edilen hasılata dâhil edilmesi gerekmektedir.

 

Diğer bir not da mükellefin, finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olması halinde, bu hadlerin uygulanmasında grubun verginin konusuna giren hizmetlere ilişkin elde ettiği toplam hasılatın dikkate alınacak olmasıdır.

 

Aşağıdaki tablo vergi mükelleflerinin muafiyet senaryolarını özetlemektedir:

 

Dünya Geneli

Satış Tutarı

(Avro)

Türkiye

Satış Tutarı

(TL)

DHV Konusuna giriyor mu?

Evet / Hayır

I.750 Milyondan az20 Milyondan azHayır
II.750 Milyondan az20 Milyondan fazlaHayır
III.750 Milyondan fazla20 Milyondan azHayır
IV.750 Milyondan fazla20 Milyondan fazlaEvet

 

Önceki hesap dönemi hasılat tutarlarına göre DHV'nin mükellefi olmayan bir kişi cari yıl içerisinde limitlerin ikisini de aşarsa ne olur? Böyle bir durumda muafiyet sona erer ve limitlerin aşıldığı vergilendirme dönemini takip eden dördüncü vergilendirme döneminden itibaren DHV mükellefiyeti başlar. Söz konusu hadlerin aşılıp aşılmadığının tespitinde, hesap döneminin üçer aylık dönemlerinin sonu itibarıyla ilgili hesap dönemi içinde elde edilen kümülatif hasılat dikkate alınır.

 

Örnek verecek olursak; dijital ortamda müzik dinleme hizmeti sunan S şirketi 2019 hesap döneminde bahsi geçen limitleri aşan bir hasılat elde etmemiştir. Ancak 2020 hasılatların aşağıdaki gibidir:

 

Dünya Geneli Satış Tutarı

(Avro)

Türkiye Satış Tutarı

(TL)

Ocak - Mart500 milyon10 milyon
Ocak - Haziran950 milyon18 milyon
Ocak - Eylül1.400 milyon22 milyon
Ocak - Aralık1.700 milyon25 milyon

 

Buna göre Ocak Eylül döneminde söz konusu işletme ilgili limitlerin ikisini de aştığından dolayı işletmenin muafiyeti sona erecektir. Takip eden dördüncü vergilendirme dönemi olan Ocak 2021 ayından başlayarak DHV mükellefiyeti başlayacaktır.

 

Bir DHV mükellefi sonsuza kadar vergiden sorumlu olmaya devam etmek durumunda da değildir. Muafiyet, mükellefin verginin konusuna giren gelirlerinin birbirini takip eden iki mali yıl için ilgili limitlerden en az birinin altında kaldığında başlayacaktır. Başka bir ifadeyle, 2020 mali yılında DHV' den sorumlu olan kişi için vergi muafiyeti hasılatlarının durumuna göre en erken 2023 mali yılının başında başlayacaktır. Yani 2020'nin ilk çeyreğinde her iki limiti aşan hizmet sağlayıcı izleyen 11 çeyrekte (2020, 2021 ve 2022) her iki sınırın altına düşse bile en erken 01.01.2023'te muaf tutulabilir.

 

Bir hesap dönemi içinde verginin konusuna giren hizmetler dolayısıyla Türkiye'de elde edilen hasılat tutarı ilgili haddi aşmakla birlikte dijital hizmet vergisi mükellefiyeti tesis ettirmeyen yurt dışında yerleşik dijital hizmet sağlayıcılarının vergiden muaf olduklarını, Türkiye ile birlikte dünya genelinde en az beş ülkede faaliyette bulunan bir bağımsız denetim kuruluşu (örneğin Rödl & Partner) tarafından, düzenlenecek bağımsız denetim raporuyla, ilgili hesap dönemini takip eden 30 Haziran tarihine kadar tevsik etmeleri şart koşulmuştur. 

 

Vergİ MatrahI, Oranı ve Hesaplaması 

Dijital hizmet vergisinin matrahı, ilgili vergilendirme döneminde verginin konusuna giren hizmetler nedeniyle elde edilen hasılattır. Gelirin döviz ile hesaplanması halinde döviz, gelir elde edildiği tarihte geçerli olan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilir.

 

Aşağıdaki tabloda döviz cinsinden vergi matrahının nasıl hesaplandığına ilişkin bir örnek verilmiştir:

 

İşlem TarihiOrijinal Para Biriminde GelirMerkez Bankası Döviz KuruGelirin Karşılığı TL
01.03.202015.000,00 EUR6,8592102.888,00
14.03.202020.000,00 USD6,271112.542,20
25.03.20205.000,00 GBP7,600538.002,50
31.03.202050.000,00 TL1,000050.000,00
Mart Dönemi Vergi Matrahı203.432,70

 

Vergi matrahına satış, işlem veya hizmet bedeli, komisyon ücreti, abonelik bedeli, üyelik bedeli, aracılık bedeli ve benzer adlar altında alınan veya borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerlerin tamamı hasılata, dolayısıyla matraha dâhildir.

 

Dijital Hizmet Vergisi, DHV konusuna giren, dijital hizmetlerden sağlanan her türlü gelir üzerinden %7,5 oranında ödenecektir. Ayrıca Dijital hizmet vergisi, fatura ve fatura yerine geçen belgelerde ayrıca gösterilmeyecektir. Dijital hizmet vergisi, matraha söz konusu oranın uygulanması suretiyle hesaplanır. 

 

Vergilendirme Dönemi, Beyanı ve Ödenmesi 

Kanun'da vergilendirme dönemi bir ay olarak tespit edilmiştir. Buna göre DHV aylık olarak beyan edilecektir. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı, hizmet türlerine ve mükelleflerin faaliyet hacimlerine göre birer aylık vergilendirme dönemi yerine üçer aylık vergilendirme dönemi tespit etmeye yetkilidir.

 

Bu kapsamdaki vergi mükellefi, Türk Gelir İdaresi Başkanlığı'nın  http://www.digitalservice.gib.gov.tr. web sitesinde mükellefiyet tesisi ettirmelidir. Vergi beyannamesi, ilgili web sitesinde elektronik olarak doldurulacaktır. Dijital hizmet mükellefleri, dijital hizmet vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın son gününün akşamına kadar vermekle yükümlüdürler. Ayrıca belirtmek gerekir ki, vergi mükellefleri, bir vergileme döneminde gelir elde etmeseler bile, bu dönemlerle ilgili beyanname vermekle yükümlüdürler.

 

Ödeme, vergi dairelerine, yetkili bankalara veya Gelir İdaresi Başkanlığı  www.gib.gov.tr. web sitesi üzerinden yetkili bankanın banka kartı veya kredi kartı ile yapılabilmektedir. Ayrıca Dijital hizmet vergisi mükelleflerince ödenen DHV, bu mükellefler tarafından gelir ve kurumlar vergisi matrahından indirilebilir gider olarak dikkate alınabilmektedir.

 

Yükümlülüğü Yerİne Getİrmeme 

Bu kapsamdaki yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda çeşitli yaptırımlar uygulayabilir. İlk olarak, DHV ile ilgili beyan ve ödeme yükümlülüklerini yerine getirmeyen dijital hizmet sağlayıcıları, vergi idaresi tarafından yazılı bildirim, e-posta veya diğer tüm iletişim araçlarıyla bilgilendirilecektir.

 

Yapılan bildirimden sonra, bu durum Gelir İdaresi'nin (www.gib.gov.tr) web sitesinde ilan edilecektir. İlan tarihinden itibaren 30 gün içinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine karar verileceği hüküm altına alınmıştır. Özetle, süreç aşağıdaki adımlardan oluşmaktadır:


 erdemyazi.jpg


Sonuç 

Son birkaç yıldır Türkiye'de yeni vergiler uygulama alanı bulmaktadır. Bunlardan Dijital Hizmet Vergisi veya elektronik hizmet sağlayıcıları için KDV gibi vergiler Türkiye'de internet aracılığıyla hizmet veren özellikle yabancı şirketleri ilgilendirmektedir. Bununla beraber, Türkiye'de yerleşik olmayan şirketler üzerinde, Gelir İdaresi Başkanlığının vergi denetimi yapmaya başladığı görülmektedir.

 

Yeni mevzuata göre Türkiye'de sunulan dijital hizmetler söz konusu yeni vergiye tabidir. Beyanname aylık olarak elektronik ortamda verilecek olup elde edilen hasılat üzerinden % 7,5 oranında hesaplanacaktır.

 

Günümüzde dijital hizmetlerin ülke sınırlarını aşarak nihai kullanıcılara ulaştıkları aşikârdır. Gelişmekte olan bu yeni sektöre yeni vergilerin eklenmesi çifte vergilendirmeyi önleme antlaşmaların açısından çatışmaya sebep olabilmektedir. Esas olarak, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının temel amacı aynı kaynaktan elde edilen kazançların her iki akit devlet tarafından da vergilendirilmesinin önüne geçmektir. Devletler potansiyel vergi gelirlerini kaybetmek istemediklerinden dolayı vergilendirme konusunda tek taraflı uygulamaları hayata geçirmektedirler. Ancak bu durum görüşümüzce, çeşitli ülkelerde yeni uygulanan vergiler ve yaygın olarak kabul edilen vergi prosedürlerinin eksikliği, mükellefler arasında eşitliğin uluslararası düzeyde bozulmasına ve açık pazar dinamiklerinde değişikliklere yol açmaktadır.

 

2018 yılı başından itibaren yabancı dijital hizmet sağlayıcılarına yönelik Katma Değer Vergisi (KDV) uygulaması yürürlüğe girmiştir. Buna göre dijital hizmet sağlayıcıları tarafından KDV mükellefiyeti olmayan gerçek kişilere Türkiye'de yapılan hizmet teslimlerinin KDV'ye tabi olduğu hüküm altına alınmıştır. Bununla beraber maliyenin, yurt dışında mukim olup Türkiye'de bu hizmetleri verenlere yönelik vergi incelemeleri başlattığı görülmektedir. Son olarak da Dijital Hizmet Vergisi'ni yürürlüğe koyup Mart itibariyle uygulamasına başlamıştır. Bu önlem ve uygulamalar dikkate alındığında Maliyenin, dijital ortamda faaliyet gösteren yeni vergi mükelleflerine ulaşmaya çalıştığını ve bu şirketlere mükellefiyet tesis ettirmeyi amaçladığını belirtebiliriz.

  

« Yayınlar

  « Sirküler 
  « Yazılar
Skip Ribbon Commands
Skip to main content
Deutschland Weltweit Search Menu