Alman Tedarik Zinciri Yasası’nın Alman şirketlerine getirdiği yükümlülükler

PrintMailRate-it

Küresel tedarik zincirlerinde insan haklarının korunmasını amaçlayan Alman Tedarik Zincirinde Durum Tespit Yasası ("LkSG" veya "Yasa") uyarınca Alman Şirketler özelikle kendi tedarik zincirleri içinde insan haklarının gözetilmesini sağlamakla yükümlü kılınmıştır.

 

Bu yazıda, dünyanın neresinde olursa olsun Alman şirketlere herhangi bir ürün veya hizmet sağlayan gerçek ve tüzel kişi tedarikçilere yol göstermesi açısından LkSG' nin Alman şirketler için öngördüğü yükümlülükler açıklanacaktır. Nitekim bu yükümlülükler, Almanya dışında faaliyet gösteren tüm tedarikçileri de yakından etkiyecektir.

 

Açıklamalarımızı beş ana başlıkta toplayabiliriz: 

  • Risk değerlendirmesi yapma yükümlülüğü
  • Durum tespiti yükümlülüğünün yerine getirildiğine ilişkin raporlama yapılması
  • Rehber ilkelerin hazırlanması
  • Etki değerlendirmesi
  • Korunan insan hakları değerleri
     

1.     RİSK DEĞERLENDİRMESİ

Bu yükümlülük özellikle otomotiv endüstrisi, mekanik mühendislik, metal endüstrisi, kimya, tekstil, yiyecek ve lüks tüketim ürünleri, toptan ve parkende, elektronik ve enerji sektörü gibi yüksek ekonomik değere sahip sektörler için önem arz etmektedir.

Küresel tedarik ve satış piyasaları içindeki tedarik zincirleri, uluslararası kabul görmüş insan haklarının yeterli seviyede korunmaması ve şeffaf olmayan yapıları sebebiyle bu anlamda önemli derecede risk taşımaktadır. 

Bu sebeple Yasa'nın Alman şirketlerden beklentisi, şirketlerin büyüklüğü, faaliyet alanları ve tedarik zincirindeki konumlarıyla orantılı olarak kendi tedarik zincirleri içindeki insan hakları ihlali risklerini tespit etmeleri ve raporlamalarıdır. Bu amaca ulaşmak için şirketler, insan hakları, istihdam koşulları ve çevre konuları ile ilgili durum tespiti yapmak durumundadır. Bu yükümlülük, risk analizi yapmak, önleyici ve ihlali giderici tedbirler almak, ilgili dokümantasyon ve raporlamaları yapmayı kapsamaktadır. Bu yükümlülüklere, insan hakları komiseri atamak, bir politika metni hazırlamak ve bir şikayet mekanizması kurmak da dahildir.
 

2.     DURUM TESPİTİ YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN YERİNE GETİRİLDİĞİNE İLİŞKİN RAPORLAMA YAPILMASI 

Alman şirketler bir önceki finansal yıla ilişkin durum tespiti yükümlülüklerini yerine getirdiklerine dair yıllık bir rapor hazırlayacaktır. Bu raporda açıkça: 

  • Şirketin hangi riskleri tespit ettiği
  • Durum tespit yükümlülüğünü yerine getirirken politika metninde yazan hususlar dahil hangi tedbirlerin alındığı
  • Şirketin tedbirlerin etkisi ve etkinliği hakkındaki değerlendirmesi ve,
  • Gelecekteki tedbirlerin değerlendirilmesi yer alacaktır. 

    Bu rapor ayrıca, finansal yılın bitimini takip eden 4 ay içinde ve 7 yıllığına  şirket web-sitesinde ücretsiz olarak kamunun erişimine sunulacaktır. 

3.     YASA'YA AYKIRILIĞIN YAPTIRIMI

Yasa'da yer alan yükümlülüklere aykırılık halinde Alman şirketleri 100,000 Avro' dan 800,000 Avro' ya kadar değişen para cezaları beklemektedir. 

Bununla birlikte yıllık cirosu 400 milyon Avro ve fazla olan şirketlerin de ortalama yıllık cirolarının %2' si oranında  para cezasına çarptırılması öngörülmüştür. 

Ayrıca şirketler Yasa'yı ihlal etmeleri halinde üç yıllığına tedarik, inşaat veya hizmet alanlarında kamu ihalelerine katılmaktan men edilebilecektir.

 

4.     REHBER İLKELER

Yasa'nın nasıl uygulanacağı belli ölçüde açık olmamakla birlikte; yasa tasarısında OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) Ticari İlişkilerde Durum Tespiti Rehberi ile UN OHCHR (Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği) İnsan Hakları Kurumsal Sorumluluğu Hakkında Rehber'ine atıf yapılmış olup bu rehberler, Yasa'nın arzu ettiği durum tespiti yükümlülüğünün içeriğinin ve uygulamasının nasıl oluşturulacağına ilişkin önemli metinler olarak değerlendirilmektedir. Buna göre ticarette insan hakları ihlalleri aşağıda yer alan 3 farklı şekilde gerçekleşebilir: 

  • Şirket kendi ticari operasyonları sırasında insan haklarını ihlal edebilir
  • Kendi ticari operasyonları sebebiyle doğrudan yada 3. bir kişi (hükümet, diğer bir şirket, vb.) aracılığı ile ihlale katkıda bulabilir. 
  • 3. bir kişinin fiilleri sebebiyle ortaya çıkan ihale bu kişi ile ticari ilişkisi olduğu için dahil olmuş olabilir. 

    Dolayısıyla şirketlerin özellikle bu üç gruptaki risk alanlarına dikkat etmesi beklenecektir. 
    "İnsan haklarına yönelik kurumsal sorumluluk" kapsamında bahsedilen insan hakları, öncelikle İnsan Hakları Bildirgesi (Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi ve Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi ile Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi dahil) ve Uluslararası Çalışma Örgütü'nün İşyerinde uygulanacak Temel Prensipler ve Haklara ilişkin bildirgede yer verilen insan haklarıdır.

     
    Dolayısıyla denetim yükümlülüğünün içeriğinin belirlenmesinde uluslararası bu metinlerin dikkate alınması önemlidir. 


5.     RİSK DEĞERLENDİRMESİ

Şirketler risk değerlendirmesi için faaliyetlerinin içeriğini dikkate alarak potansiyel risk grupları ve (çalışanlar, topluluklar, müşteriler) diğer ilgili kişilerle (sendikalar ve özellikle bu konuda uzman sivil toplum örgütleri) görüşeceklerdir. 

Tedarik zincirinin sonraki basamakları için yapılması gereken bu risk değerlendirmesi için şirketler, ilk basamak tedarikçilerinden kendi risk değerlendirmelerini yapmalarını ve bu ilk basamak tedarikçilerin de kendi tedarikçileri için aynı risk değerlendirmesini yapmalarını isteyebilecektir. 

Bu risk değerlendirmesi kapsamda şirketler, sözleşmesel bir ilişki içinde ya da sözleşme akdetme aşamasında oldukları tedarikçilere karşı özellikle aşağıdaki önleyici önlemleri uygulayacaklardır: 

  • Tedarikçi seçiminde insan hakları konusunda beklentiler göz önünde bulundurulacaktır.
  • Tedarikçilerden kendi iş sahaları ve tedarik zincirlerindeki insan hakları ihlal risklerini tespit etmeleri istenecektir.
  • İnsan haklarının gözetilmesini sağlamak amacıyla ortaya konulan beklentilerin yerine getirilip getirilmediğini denetlemek için sözleşmesel kontrol mekanizması kurulacak ve söz konusu beklentilerin yerine getirilmesi için gerekli olan eğitimlerin verilmesi sağlanacaktır.
  • Doğrudan tedarikçilerin insan hakları stratejilerine uygunluğunu denetleyen risk odaklı kontrol mekanizması kurulması sağlanacaktır. 

    Risk değerlendirmesine ilişkin bu yükümlülüklerin içerik ve seviyesi şirketin tedarikçi üzerindeki etkisine, ihlalin ağırlığına ve giderilmesindeki zorluğa ve ihlalin gerçekleşme riskine bağlı olacaktır. 


6.     KORUNAN İNSAN HAKLARI DEĞERLERİ

Yasa kapsamında korunan insan hakları başlıca şu şekildedir: 

  • yaşam hakkı
  • sağlık hakkı
  • adil ve elverişli çalışma koşullarından yararlanma hakkı
  • insan onuruna yakışır bir hayat sürme hakkı
  • çocuk hakları
  • kölelik ve esarete tabi tutulmama hakkı
  • zorla veya zorunlu çalışmaya tabii tutulmama hakkı
  • dernek kurma ve toplu pazarlık hakkı
  • işkence ve kötü muameleye tabi tutulmama hakkı
  • insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye tabi tutulmama hakkı 

    Bununla birlikte, söz konusu insan haklarının temini ve korunması ile ilgili olan çevre hakları da Yasa'nın kapsamındadır. Özellikle cıva emisyonu ve kalıcı organik atıkların etkisinin azaltılmasına ilişkin uluslararası sözleşmelerde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmesi için de yukarıda bahsedilen süreçlerin yürütülmesi gerekmektedir. 

    Bilgi edinmenizi rica ederiz.

 

"Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Rödl & Partner'a işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.

İRTİBAT

Contact Person Picture

Gaye Akgüç

+90 212 310 14 00

İletişim

Contact Person Picture

Ekin Dilek

+90 212 310 14 00

İletişim

Skip Ribbon Commands
Skip to main content
Deutschland Weltweit Search Menu